HPV genital bölge ve çevresinde siğil oluşumlarına neden olabildiği gibi yüksek riskli türlerinde rahim ağzı kanseri, makat kanseri gibi riskli hastalıklara yol açabilmektedir. HPV’nin en yaygın belirtileri arasında vajina, anüs, penis gövdesi ve kasık bölgesinde görülen siğiller yer alır. Genital siğillerin tedavisinde kullanılan birçok yöntem vardır. Kriyoterapi (dondurma), Koterizasyon (yakma), Radyofrekans, medikal kremler, lazer ve cerrahi yöntemler genital siğilin tedavisinde kullanılır.

Tedavinin hangi yöntem ile yapılacağı hastanın genital siğillerinin boyutuna ve yaygınlığına göre değişiklik gösterebilir. Büyük ve derin olan siğillerde cerrahi müdahaleye gerek duyulabilir ancak genital siğil tedavisinde en sık kullanılan yöntemler lazer, kriyoterapi ve koterizasyondur. Lazer tedavisinin başlıca seçilme nedenleri arasında siğilin kökünü yakması ve hastanın derisinde herhangi bir iz bırakmaması yer alır.

Genital siğillerin tedavisinin ne kadar süreceği ya da uygulamanın nasıl gerçekleştiği en çok merak edilen sorular arasında yer alır. Lazer tedavisinde fraksiyonel lazer adı verilen ince uzun bir lazer aleti ile tedavi uygulanır. Siğilin üzerine getirilen lazer ışınları sayesinde siğilin tabanı ısınarak kurur ve çevre dokuda herhangi bir hasar meydana gelmez. Lazer yöntemi ile siğil kökü tamamen ortadan kaldırıldığı için hastada küçük yaralar oluşur. Ancak bu yaralar kısa sürede iyileşir.

Genital siğil tedavisinden önce doktorunuz gerek duymadığı takdirde herhangi bir tahlil yaptırmanız şart değildir. Tedavi sırasında aç karnına ya da tok karnınıza gelmeniz konusunda bir kısıtlama yoktur. Daha önceden kullandığınız ilaçlar var ise doktorunuza işlem öncesi söyleyebilirsiniz ancak ilaçların önceden bırakılması gibi bir durum söz konusu değildir. Lazerle genital siğil tedavisinde sanılanın aksine herhangi bir dikiş ya da kesi izi oluşmaz. Bu nedenle güvenle uygulanabilecek en önemli tedavi yöntemlerinden biri olarak kabul edilir.

Genital siğil tedavisinde yaygın olarak kullanılan lazer yöntemi, başarı oranının %90 olduğu, yüksek başarı oranına sahip bir işlemdir. Lazer tedavisi ile büyük ve yaygın olan genital siğillerin yanı sıra hamilelerde dahi etkili ve güvenli bir tedavi uygulanabilmektedir.

Lazerle genital siğil tedavisinin avantajları;

  • Lazer tedavisinde hastanın cilt dokusunda herhangi bir yara ya da dikiş izi kalmaz.
  • Genital siğillerin muayenesinin yapıldığı aynı gün içinde lazer tedavisi uygulanabilir. Bu sayede süreç uzamadan kısa süre içinde genital siğiller temizlenebilir.
  • Lazerle genital siğil tedavisinin süresi oldukça kısadır. Bazı hastalarda siğillerin yaygınlığına göre iki ya da üç seans tedavi uygulanabilir.
  • Lazer işlemi sonrasında hasta kısa sürede günlük yaşantısına devam eder. İşlemden sonraki aynı gün içinde istediği şekilde yatabilir ve oturabilir.
  • Şeker, tansiyon gibi hastalığı olan kişilerde herhangi bir risk unsuru olmadan lazer tedavisi uygulanabilir.

Lazerle genital siğil tedavisinde en çok merak edilen konuların başında işlem sırasında acı ya da ağrı hissedilip hissedilmediği sorusu yer alır. Lazer tedavisi sırasında genital siğillerin yerinden koparılması, soyulması ya da kesilmesi gibi cerrahi durumlar söz konusu değildir. Lazer tedavisinde hastanın siğilleri lazer ışınları sayesinde kurutularak dökülür. İşleme başlamadan önce hastanın siğillerinin olduğu bölgeye lokal anestezi uygulanır. Bu nedenle hasta hem tedavi sırasında hem de tedaviden sonra herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez.

Lazerle genital siğil tedavisi sırasında hastanın siğillerinin olduğu alanda kızarmalar ve kabuklanmalar görülür. Bunlar 2-3 hafta içerisinde tamamen iyileşir. Bu süreçte hastanın kabuklanma yaşanan bölgelerinde iyileşmeden kaynaklı kaşıntı hissi oluşabilir. Ancak bunun dışında işlem sırasında ya da sonrasında hastanın günlük yaşantısını rahatsız edecek herhangi bir ağrı ya da acı hissi görülmez.

Cinsel ilişki sırasında kadın yumurtasının erkek üreme hücresi spermle döllenmesiyle başlayan süreç şeklinde tanımlanan gebelik (hamilelik) ortalama 37-40 hafta sürmektedir. Doğum kontrol yöntemlerine başvurulmayan cinsel birlikteliklerde hamilelik ihtimali artar.

Riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik; gebelik öncesi ya da gebelikte ek bir hastalığı olan veya taramalarda düşük riski veya bebekte sakatlık riski çıkan gebeliklerdir

Normal vajinal doğum yapılamayan durumlarda başvurulan yöntem, sezaryen doğumdur. Normal doğum düşünülen durumlarda acil olarak sezaryene geçiş yapılabileceği gibi doğum öncesi planlama yapılarak da sezaryen kararı alınabilir. Doğumdan önce sezaryen yapılacağı kesinleşmiş ise işlemin yapılacağı tarih ve saat belirlenebilir.

Sezaryen doğum, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında gerçekleştirilen bir doğum tekniğidir. Bu işlemde önce karna, sonra rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnından çıkarılır. Daha sonra kesi yerleri dikiş ile kapatılarak doğum tamamlanır.

ajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki küçük bezlerden salgılanan sıvıdır. Bu sıvı, vajinayı ve üreme sistemini temiz ve sağlıklı tutarak eski hücreleri ve kalıntıları temizlemek için her gün vajinadan sızar. Östrojen seviyelerindeki normal değişikliklerden vajinal akıntı meydana gelebilir

Vajina sarkması, vajinanın etrafındaki kas, bağ dokular, pelvik organları ve dokuları yerinde tutan sinir, kas dokularının zayıflamasıyla kopar ve vajenden dışarı sarkmalar meydana gelir. Normal doğum yapmak, östrojenin yetersiz gelmesi, yaşlılık gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır

Tedavi edilebilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Sifiliz, bel soğukluğu, klamidya ve trikomoniyazdır. En sık görülen seksüel geçişli 4 hastalık ise; hepatit B, herpes simplex, HIV (AIDS) ve HPV tam olarak tedavi edilemez